ay dede ay dede senin evin nerede...

Dec 30, 2010

kuzey masa basinda

Bugun butun gun oglusumla birlikteydik. Babanne ve dedesiyle kamerali gorustu tatlim. Keske sesimizi de duyurabilseydik. Aksamuzeri de dayisi, yengesi ve kuzeniyle kameralastik. Oglusum ilk canli baglantisi oldugu icin biraz tutukluk yasadi kendisi ama bir dahaki sefere daha keyifli oluruz. 


Anne olmak ne muthis bir duyguymus! Zorluklari var elbette.. ama insana cok gorunmuyor bu zorluklar. Benden baska turlu yasayanlar da varmis annelik duygusunu. Cok mutlu olmayan duygular. Bu cok da keyifli olmayan duygular annelige hazir olmakla ilgili sanirim. Kendimi dusunuyorum da, eger suanda degil de daha erken bir tarihte anne olsaydim bu kadar kolaylikla ve eglenceli karsilayamayabilirdim bebekle birlikte gelen zorluklari. Dilerim herkes zamani geldiginde anne olur, ve anneligi en coskulu duygularla karsilar, benim gibi. Bu yil dilegim budur... 

tay tay kuzey

Oglusum bir suredir elimizden tutunarak yuruyor. Belki yakinda kendibasina da yurur...

Dec 28, 2010

kuzey'e kar yagdi...

Kuzey daha once de tanismisti karla, lakin o sefer uzaktan bakmisti karlara daha cok. Bu seferse karlarin icine attik Kuzey'i. Biraz sasirdi, biraz sevdi. Tam keyiflenip oynayacagi sirada da elleri usumeye basladi oglusumun. Yani karin keyfini pek cikaramadik! Olsun, birdahaki sefere daha guzel olur...

Bu arada Kuzeycigim dun gece surekli uyanip, annesini emmek istedi.. Umarim bu bir geriye donus degildir de, yeni bir disin habercisi ya da ne bileyim oyle birseydir...

Haa, bir de, hergun bir video ya da en azindan bir fotograf yayinlayacaktim bu sayfada, o dusunceyle baslamistim. Lakin, dun oglusumu emzirirken uyuyup kalmisim ben de onun yaninda. Oylece bitirdik gunu. Bundan sonra daha dikkatli olacagim. Biraz daha erken halledecegim bu isi. Gun atlamadan hergun birseyler yayinlamaya calisacagim. Biliyorum, uzaktaki sevdiklerimiz ozlemle izliyor oglusumu. Onlari fazla bekletmemek icin elimden geleni yapacagim...

Buyrunuz...


Bunlar da kar fotograflarimiz:


Tam su vakit telefonda Aykut abiyle konusuyorum...





Dec 26, 2010

hey!

O kadar yemek-icmekten soz ettik madem, bir de filmini izleyelim. Filmde sozu gecen Maggie karsi komsumuzun tatli kizi, Nu-yu da alt kat komsumuzun bidik oglu. Nu-yu daha dune kadar emekliyemezken bile, bugun ortalikta kosusturup duruyor. Tutabilene askolsun! Bir de Aslanimiz var, ama o christmas icin buyuk annanesinin evine gitti...

Bu videoyu cekerken ben cok keyif aldim, umarim siz de izlerken keyif alirsiniz. Buyrunuz oyleyse...



Bugun burasi muthis kar kapliydi. Tum cocuklar sokakta kardan adam yapmakla mesguldu. Biz birazcik gec ciktik disari ama yine de en azindan bir kac fotograf ve kisa film cekicek kadar durduk. Artik kar filmimizi de yarin yukleyecegim...

Ha bir de, bugun Kuzey'i suc ustu yakaladim. Yatip uyumasi gerekirken, besiginin tepesindeki zimbirtiyla oynayarak gecirdi uyku saatini. Artik diledigi gibi kontrol edebiliyor muzigini felan. Muzik sustukca o kalkip yeniden baslatiyor. Bu seferlik yalnizca sucustu yaptim, hic mudahale etmeden. Umarim birkac gune kadar gecer hevesi de, gunduz uykularini yeniden yakalar...
Iste sucustu fotografimiz da bu:

Kuzey'e uyku saatinde sucustu!
O vakit ben de yatakta
uyuyor numarasi yapiyordum.

Dec 25, 2010

kucuk prensim ne yer ne icer?

Tubiskam taa bir zamanlar Kuzeyin gelisimiyle ilgili gunluk tutmami tavsiye etmisti. Ben de hemen bir defter ayarladim bunun icin. Ama her ani not edemedim. Daha dogrusu cogu zaman unutuyorum, elim gitmiyor deftere yazmaya. Bu sayfayi bu amacla da kullanmak dusuncesindeyim. Yani, ara ara size gereksizmis gibi gelen bilgiler de ilistirebilirim saga sola, yalnizca kendim icin, ileride donup bakinca hatirlayayim bazi seyleri diye... Bu vesileyle; Tubiskam, cok ozledim seni... Borakusu kocaman kucaklayip op bizim yerimize... Halen onun coraplarini, bodylerini ve tulumlarini giyiyoruz... ve onu simdiden coook seviyoruz...

Once Kuzey'in ilk kati gida deneyiminden bir kesit ilistireyim suraya:

"Bu da nereden cikti simdik! Yemek zorunda miyimki?"
(Kuzeycik burada henuz 6 aylik.)













Gelelim kucuk prensime ve yiyip ictiklerine:
Sehriye corbasina bayilir (annanesinin tarifiyle olursa tabii!)
Tarhana corbasini cok sever.. hamileligimde cok canim cekmisti, ve annem geldiginde bol bol yapmisti da yemistim. ondan mi acaba?!
Yayla corbasini duruma gore sever ya da sevmeyebilir de.. ama cogunlukla sevdi simdiye kadar..
Karisik sebze yemekleri favorisi. Ozellikle de icinde bezelye, tatli patates, kabak ve havuc olanlari. Bebekken (!) bu sebzeleri haslayip pure yapip, icine bir cay kasigi zeytin yagi ve biraz da yulaf ezmesi ekleyip yediriyordum. Bayilarak yiyordu. Simdi artik kendimize pisirirken tuzunu atmiyoruz (ya da cok az atiyoruz), catalla hafif ezip Kuzeye de yediriyoruz. Artik lapa gibi istemiyor. Biz nasil yiyorsak o da oyle yemek istiyor. Hele bir de benim kasigimdan yiyorsa deyme keyfine. Kucuk aga gibi de kuruluyor mama koltuguna, bir tespihi eksik elinde :) Yakinda bu halde cekilmis bir videosunu da koyarim buraya. Hemen kayitlara gecelim :)
Eskiden kahvaltisini, yulaf ezmesi, yumurta sarisi, elma suyu ve kuru kayisi karisimindan hazirlardim, lapa gibi yerdi. Son bir haftadir hic memnun degil bu karisimdan. Onun yerine, bizim gibi kahvalti etmeyi seviyor. O yuzden zeytin, peynir, domates (hem de kekikli ve zeytinyagli, suyuna ekmek banmalik), salatalik, elma suyu, ve gunun meyvesi ve ekmekten olusan bir kahvalti monusune donduk. Yaninda bir iki kasik yulaf ezmesi de veriyorum, sirf doydugundan emin olmak icin. Bazen bu yulaf ezmesine yumurta sarisi da karistiriyorum. cunku yumurta sarisini tek basina yemekte zorlaniyor. Yumurta sarisi verdigim zamanlars peyniri cikariyorum kahvaltisindan. Onun yerine peyniri, ogleden sonra ara ogun niyetine veriyorum (ya da annanesi veriyor). Onu da genellikle meyveli yogurtla donusumlu olarak yiyor. Baslarda peynir ve yogurdu yemekte zorlaniyordu, o yuzden epeyce bir sure vermedim. Ama bir haftadir havada kapiyor peynirli ve yogurtlu kasiklari... Bir yasini gecsin, onu omletle de tanistirmak istiyorum. Dun sabah, babannemizin gonderdigi cifte kavrulmus misir unu ve ozel kasardan mihlama(?) yaptim soylemesi ayiptir, ondan da tatti Kuzicim ama biraz agir geldi sanirim, pek pas vermedi. Ama babannesinin yaptigini bayila bayila yerdi eminim...
Bir de meyveleri cok seviyor oglusum. Her turlusunu bayilarak yiyor. Ama sanirim blueberry'e ozel bir ilgisi var. Blueberry'nin turkcesini ogrenmem gerek, varsa tabii. Sanirim benim de ozel bir ilgim var blueberry'e!
Bir de, hergun D vitamini takviyesi yapiyoruz kucuk prensime. Anne sutu emen bebeklere D vitamini takviyesi yapilmasi onemli dedi doktorumuz, biz de onun sozunu dinliyoruz. Neyseki Kuzisin bir sikayeti yok bundan...

Simdik aklima gelenler boyle. Monusune yeni eklemeler oldukca ben de buraya eklerim...

keep going!

Yeni Kuzey videolariyla devam ediyoruz. Bu videoyu birkac gun once cektim. Oglusum suanda daha bir ilerletmis durumda hareketlerini. Motor takmis gibi gidiyor, ve sandalye, masa, ne bulursa kolayca tutunarak ayaga kalkiyor ve yeniden kontrollu bir sekilde yere iniyor. Tabii, kazalarimiz da hepten artti. Gun icerisinde birkac kafa carpma vukuatimiz oluyor. Artik yavas yavas alisicaz...

Bir de, artik tamamen normal kahvalti duzenine gectik. Iki gundur bizimle birlikte kahvalti yapiyor oglum. Tabagina, peynir, zeytin, salatalik, domates (hem de kekikli ve zeytinyagli), blueberry ve kiraz koyuyoruz. O da afiyetle yiyor. Yaninda elma suyu da iciyor, bir de yumurtali yulaf ezmesi yiyor. Oglen ve aksam monusu de yine bizim icin pisen yemeklerden olusuyor. Cigneme isini iyice beceriyor artik! Oglum ciddi ciddi buyuyor yahu...

Keyifli seyirler...

Dec 24, 2010

Santa is coming to town!

Bugun Noel babayla fotograf cektirmeye gittik. Epeyce bir sira bekledik ama komik bir animiz oldu. Kuzey Santa'nin kucagina oturunca neye ugradigini sasirdi. Ben aglar diye bekliyordum ama aglamadi oglum, fakat gayet saskin bakislarla karsiladi Santa'yi. Gulumser bir fotografimiz olamadi ne yazik ki ama en azindan saskinlikla gulmek arasi bir poz yakalayabildik... Tesekkurler Santa! Yorucu birgun oldu bizim icin, ama sayende Kuzey Chronicles daha bir zenginlesti... Bi de, bu Amerikalilar bir alem, hemen onumuzde bizimle birlikte sira bekleyen henuz 1 haftalik bir baska bebek, ve arkamizda da bir kopecik vardi...


En fazla bu kadar guldurebildik kucuk prensi...
Fotograf seansimiz bitince biraz etrafi gezip evimize donduk. Kuzeycim arabaya biner binmez uyuyakaldi; ustelik yemegini bile yiyemeden...



Ha! Bir de hemen suraciga bir not duseyim: Oglusum bugun ilk kez bizimle birlikte kahvaltiya oturdu. Biz ne yediysek o da yedi. Hem de kendi tabagindan, ve kendi cataliyla... Coook uzun, fakat cok da keyifli bir kahvalti oldu... hepimiz icin...

Dec 23, 2010

bir bastan bir sondan!

Son cektigim Kuzey videolarindan biri hemencecik elimin altindaydi, yukleyiverdim. Bu video yaklasik 2 hafta once cekildi. O gunden beri ne degisti? Kuzeyi artik yerlerde surunurken gormek pek mumkun degil, onun yerine tutunarak ayaga kalkabilecegi yerler aramakla mesgul. Tabii, bir de ayakta durmakla. Tutunacak yer bulamazsa bizden birini kullaniyor bu amacla...

Buyrunuz...



tesekkurler Ozge teyze!

Aslinda elimde oyle cok video varki buraya yuklemelik, lakin onlari bir derleyip toparlayip siralamam gerekiyor once. O arada da bu guzel fotograflar gecti elime :) Oyle az ki oglusumla birlikte fotografimiz, o yuzden de coook degerliler.. Tesekkurler Ozge teyze! Sen de olmasan... :)

Iyi seyirler...




Muzik Fince bir ninni. Son zamanlarin en populer bebegi Mila'nin en populer annesi tarafindan yazilmis ve bestelenmis. Tabii Mila'nin babasi da pisirip sofraya koymus. Cok begendim, ve oglusumla ikimize ait olan bu ilk albumumuzun muzigi bu olsun istedim...

Dec 22, 2010

let the kuzey chronicles begin!..


10.13.2010  ilk bulusma / the very first meeting

yeterki bebegim uyusun...

Bugun tatli bebegim cok tatsiz uyudu. Zaten kahvaltisini da bitirmemisti. Belki de ondan rahatca gecemedi uyku moduna. Neredeyse 1 saatten fazla bekledim yaninda. Sonunda sizdi kaldi. Uzuluyorum uyumakta zorlandigi zaman. Bes aylikken uyku egitimi verdim boncuguma. Yaklasik 10 gunun sonunda kendi kendine uyumaya baslamisti hem gunduzleri hem de geceleri. Sonra evimize misafirlerimiz gelmeye basladikca onun da uyku huylari degismeye basladi. Gunduzleri kendi kendine uykuya dalmakta zorlaniyor. Sabahlari yine iyice (bugun haric!). Ama oglen uykusunu kendi yataginda uyumak istemiyor. Uykuya salincaginda basliyor. Sonra yatagina tasiyor onu annanesi. Cunku o saatlerde ben evde olamiyorum. Neyse ki aksam uykularimiz simdilik sorunsuz gidiyor. 


yeterki bebegim uyusun...

Kuzeydenizimin uyku egitiminden soz edeyim biraz. Yaklasik 10 gun surdu. Ilk gunler cok zorlandik, o da ben de. Aksamlari degil de, gunduzleri kimi zaman tum uyku saatini aglayarak gecirdigi oldu Kuzey'in. Buna izin vermek zorunda kaldim ben de. Ama hep yaninda oldum, ve aglamasinin siddetlenmesini onlemeye calistim. Kimi zaman, sakinlestirmek icin cok kisa sureligine kucagima alip, sakinlestigi anda tekrar yatagina biraktim. Biraz yorucu oldu ama boyle boyle alisti Kuzeycik yataginda uyumaya. Simdiyse kimi zaman sorunsuz uyuyor hala, lakin kimi zaman da cok zorluyor uyumamak icin. Aslinda o da uyumak istiyor ama bir turlu beceremiyor o zamanlar kendiliginden uykuya dalmayi . 


Uyku egitimiyle ilgili birkac farkli yaklasim var. Bu yaklasimlardan biri aglatarak uyutmak. Bu yontemde bebegi yatagina koyup, kapisini cekip cikiyorsun. O icerde aglasin dursun, sen hic orali olmuyorsun. Belli araliklarla - galiba 20 dk falandi- odaya girip hizli bir kontrol yapiyorsun. Ama bu kontroller cok kisa sureli oluyor, ornegin yalnizca bebegin atesine falan bakacak kadar. Ben bu yontemi uygulayamadim. Kuzey aglarken hemencecik kendini kaybediyor, daha dogrusu kendinden geciyor aglarken. O yuzden cesaret edemedim ben bu yonteme. Onun yerine, biraz daha hafifletilmis versiyonunu benimsedim. Tracy Hogg'un yaklasimiyla, hem bebegin aglamasina izin veriyorsun ama, bir yandan da onun yaninda oluyor, ufak tefek yardimlar ediyorsun. Ornegin, kesinlikle eglayarak kendinden gecmesine izin vermiyorsun. Sakinlestirerek,  bu zorlu yolda yilmadan hedefine ulasmasini sagliyorsun. Bazen 'PIS'liyorsun, karnini sivazliyorsun, 'sen basarirsin cocugum' diye gaz veriyorsun. Yani aslinda uyku koclugu yapiyorsun. Bu yontem biraz daha yorucu oluyor ebeveyn icin, ama duygusal anlamda uygulamasi daha kolay. En azindan benim acimdan oyle oldu. Kimisi de, 'birak cocuk nerede nasil istiyorsa oyle uyusun' diyor. Ornegin, annesini emerek uykuya gecmek ve hatta oyle de uykuyu surdurmek istiyorsa oyle olsun. 'Yeterki tatli tatli uyusun bebegim' diyor bu yaklasimin savunuculari. Tum bu yontemler sonucta tek bir amacta birlesiyor, bebegin gereksinimi olan uykuyu uyumasini saglamak. Artik kim nasilini uygun gorurse... 


  

Dec 21, 2010

anneyim!

kuzeydenizimin karla ilk karsilasmasi...

onu hayranlikla izliyorum... ne kadar hizli buyuyor! zaman akip gidiyor! 9 ay 12 gun gecti bebegimin henuz dogumunun uzerinden. halbuki bana daha dun gibi geliyor... onu kucagima ilk aldigim anki duygularimi tarif edemem, ama hemen oncesini cok iyi tarif edebilirim, tek kelime: aci. Ama neyseki cok cabuk iyilesen bir aci... sonrasi... uykusuzluk... 2 saat uyuyabildigim zamanlarda kendimi dunyanin en sansli insani gibi hissediyordum... ama uykusuz gecen o gunlerden hic de sikayetim olmadi... uzerime bir olgunluk oturdu sanki... bir agirlik... sabir tasina dondum birden. anne oldum...

anne oldum! anne oldum! ben! anne oldum! evet, hala saskinim, inanamiyorum anne olduguma. bi dolu garip duygu iste... anne oldum ben...

biraz gecikmeli bir baslandic oldu ama, iste artik buradayiz, oglum ve ben...

kuzeydenizim, 9 ay 13 gunluk, 11.5 kg, 76 cm. dune kadar evimizin komandosuydu, artik haciyatmaz oldu. sabahlari gozlerini acar acmaz dikiliyor ayaga yataginin icinde, ve bizi uyandirana kadar laf atiyor oradan. butun gun yurumek ve ayakta durmak istiyor. ve de annesini cok seviyor. evet, artik eminim ki beni cok seviyor. ve sevgisini en sulu opucukleriyle gosteriyor... benim cocugum diye soylemiyorum ama, oyle tatli ki! benim cocugum... cocugum...

evet, artik anneyim...